Yalçın Kılınç’tan TEBRİK / TEŞEKKÜR ve tenkit « Karabük Meydan Haber

Karabük Meydan Haber

Yalçın Kılınç’tan TEBRİK / TEŞEKKÜR ve tenkit

Bu haber 17 Ağustos 2015 - 11:25 'de eklendi.

Kent Konseyi Başkanı Yalçın Kılınç AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ali Erorhan’ın üniversite kampüs alanına yapılması planlanırken, Aydınlıkevler’e kaydırılan öğrenci yurdu hakkındaki şahsına yönelik açıklamalarına basın bülteni ile karşılık  verdi

Karabük Kent Konseyi Başkanı Yalçın Kılınç geçen hafta bazı basın organlarında AK Parti İl Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ali Erorhan’ın şahsına yönelik yer alan açıklamalara yayınladığı basın bülteni ile cevap verdi.

İŞTE O AÇIKLAMA

manşetKılınç’ın oldukça çarpıcı ifadelerle dolu, gündem yaratacak açıklamaları şöyle; “Karabük Kent Konseyi Başkanı seçilmemden bu yana 14 aylık bir süre geçtikten sonra , Ak Parti Karabük teşkilatını temsilen, ilk kez resmi bir ağızdan “DEMOKRASİ ADINA” muhatap alınmış olmak sevindirici ve önemli bir gelişme.

Sevgili ve muhterem iktidar partili arkadaşlarımızın, on üç yıllık siyasi erk ve iktidarlarından kaynaklanan kibirle, kendilerinden başka bir güç ya da sese tahammülsüzlükleri, kendilerinden olmayan, ya da kendilerinin içinde olmadığı bir STK’yı kale almaları ne büyük tevazu, bizim adımıza ne büyük şeref !

Zira, iktidar partisinin Karabük teşkilatı göreve geldiğimiz kongrede , başta İlimiz Valisi üzerinde baskı kurarak ve onun vasıtası ile Karabük Belediyesine baskı yapmaya çalışarak önce şahsımın adaylığını engellemeye çalışmış, aday olmamam için “ Devlet Memuru, neticede Öğretmen olduğum” ( onların tabiriyle ) hatırlatılmış, üstü kapalı kibarca tehdit edilerek,  başkan adaylığımdan çekilmem için çirkin baskılar yapılmıştı.

Bense, İl Valilerinin de neticede bir devlet memuru olduğunu, ancak valilerimizin görev gereği belli sürelerle ilimizde gelip geçici olduğunu , kendiminse  bir KARABÜK’LÜ olarak mezarlığımın burada olduğunu hatırlatarak ADAYLIKTAN VAZ GEÇMEYECEĞİMİ, ifade ettim.

Sonrasın da, başkan seçilmem ardından yaptığım konuşmamda “RIZKI YALNIZ ALLAH VERİR” ve ;

Yine Kent Konseyi görevleri kapsamında, siz kent yöneticilerine yeri geldiğinde Hz. Peygamberimizin sabır ve sükûnetini, Hz. Ebu Bekir’in devlet ahlakını, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın nezaket ve ferasetini, Hz. Alinin ilmini, Büyük önder Atatürk’ün “ Yaradılışımda bir fevkaladelik varsa, Türk olmamdan kaynaklanmaktadır” sözünü hatırlatacağım.

Kimi zaman size işinizi öğretme cüretini göstereceğim ve “Türk- İslam Devlet geleneğinden” Yusuf Has Hacib’in “Kutatgu Bilig”, Platonun “Devlet” eserlerin den, kimi zaman Mustafa Akdağ’dan “Türkiye’nin Siyasi ve İçtimai” tarihinden dem vuracağız.

demiştim özetle.

Maalesef o günden sonra, Karabük Kent Konseyi olarak Sayın İktidar partisi millet vekillerine nezaket ziyareti için randevu talebimize cevap dahi verilmediği gibi, ilginç olanı ise maalesef ilimiz valisi bile randevu talebimize bugüne kadar cevap vermemiştir.

O günden beri Karabük Kent Konseyimize karşı, adeta yok sayma, görmezden gelme tutum ve davranışları süre gelmiştir.

Ancak yukarıda yazdıklarımdan Ak Parti İl Başkanı Sn. Timurçin Saylar’ı ve o günler de Karabük Ticaret Odası Başkanı Sn. Sedat NAMAL’ı istisna tutar teveccühlerine teşekkür ederim.

Bilinmeli ve unutulmamalı ki Kent Konseyleri, kendi bütçesi ve tüzel kişiliği olmayan, icra yetkisi olmayan sadece KENT YAŞAMI’na dair tavsiye ve öneriler getiren  sivil toplum örgütleridir.

Şimdi sizce,  ANTİ DEMOKRATİK  bir yaklaşım ve SİYASİ BİR KASITLA, iktidar milletvekilleri ve ilin valisi tarafından yok sayılıp adeta tecrit edilen bir Kent Konseyi, ne kadar üretken ve kent yaşamına katkı sağlayabilir ?

Sonrasın da ise, Milli Eğitim Mevzuatı gereğince, görev yaptığım okul müdürümce teklif edilip, milli eğitim müdürümüzün inhasına ( uygun görmesine ) rağmen, on yılı aşkın süreden beri başarıyla devam ettirdiğim, defalarca ödüllendirildiğim müdür yardımcılığı görevime ilimiz valimizce tamamen keyfi sebeplerle  uygun bulunmayıp devam ettirilmemiş olmam camiamızca manidar olup, olay idari yargıdadır.
Tüm bunlara rağmen, geçen 14 aylık sürede Karabük Kent Konseyini yerel siyasete sokmamaya özen gösterdik kavga ve polemikler içine girmedik.
Son olarak, büyük bir iyi niyetle istedik ki, geçirdiğimiz genel seçimler neticesinde ilimiz siyasi temsilcilerini, başta Milletvekillerimizi, Belediye Başkanımızı, ilimizde teşkilatı olan tüm siyasi parti başkanlarımızı bir iftar sofrasında buluşturalım. Ramazan ayının kutsiyeti ve iftar sofralarının bereketiyle bir araya getirip bir birleriyle konuşup istişare etmelerini sağlayarak bu alışkanlığın başlayıp gelişmesinde yapıcı ve öncü olalım.
Asl olan Karabük’se , seçim yarışı bitmiştir, artık sırada hizmet yarışı vardır” düsturu ile istişare oluşturalım istedik.

Hatta bu yüzden Basın Mensubu Arkadaşlarımızı davet etmedik. İstedik ki Basın Mensuplarıyla değil birbirleriyle konuşup istişare etsinler. Bu sebeple basın mensubu arkadaşlarımızı istemeden üzdük, kendimiz içinse büyük bir reklam fırsatından öz veride bulunduk.

Ancak sizlerin de bildiği ve takip ettiği gibi tüm siyasi davetliler , kendilerine minnettarım, davetimize icabet etmelerine karşı, Sayın Ak Parti Milletvekilimiz ve sayın İl Başkanının kendilerine  on gün öncesinden haber verip, iftar gününü onlara göre ayarlamamıza rağmen,  sadece bir saat öncesi katılmayacaklarını bildirdiler.
Halkın iktidarı oldukları iddiasındaki  bu saygıdeğer arkadaşlarımız , bir kez daha anladık ve şahit olduk ki, “Kibirden , burunları yere düşse eğilip almayacaklar” Buraya kadar yaşananların bolca şahitleri olduğundan, ispat edemeyen filancadır gibi seviye düşürücü itham ve açıklamaların gelmeyeceğine inanıyor ve bu yaşananları siz sevgili kamu oyunun takdirine bırakıyorum.

Sayın Ali ERORHAN arkadaşımızın açıklamasına gelince , söyledikleri maalesef bizim ortaya koyduğumuz donelere cevap olamamış, zayıf kalmıştır. Konu hakkında tekrar edilecek bir şey olmadığını düşünüyor, bu konuda gereken her şeyi iyi niyetimiz ve inancımızla ortaya koyduğumuza ve halkımız tarafından doğru anlaşıldığıma  inanıyorum.

Bir tarihçi olarak “ Her kes uzmanı olduğu konu da konuşsun ve işini yapsın” diye anlayıp yorumladığım ince göndermesi içinse ;

1- On üç yıllık iktidarlarında göreve getirdikleri Milli Eğitim Bakanların dan kaçı “ Eğitim’ciydi” ?

2- “TUBİTAK” gibi bir kurumun başına getirdikleri Atatürk Orman Çiftliği görevlisi kimdi, işi ve uzmanlığı neydi ?
3- İlgili ilgisiz her yere kurum müdürü yaptıkları din görevlilerimizin bilgi birikimleri ve uzmanlıkları nedir ?

sorularını sormak isterim, Zaman içinde benim bilgi, birikim ve tecrübelerimin ne kadar neye yettiğini görecek ve öğreneceklerine inanıyorum.

Unutmayınız, “ Tarih toplumsal, siyasal, ekonomik ve beşeri tüm olayların laboratuarıdır.”

Biliyorsunuz değil mi, bu da bizim işimiz !

Ayrıca, Karabük Kent Konseyini, sadece bir Tarihçiden ibaret saymanız ne büyük handikap.

Keşke Karabük Kent Konseyinde, Ticaret Odası, Karabük Barosu, Çelik İş Sendikası, Emekliler Cemiyeti, Türk Büro Sen, Kardemir  Karabük Spor, Belediye Meclisi, Kardemir , Muhtarlar derneği, Arge ve KUYED temsilcileri olduğu bilgisi ve farkındalığın da olsaydınız belki o zaman en baştan “ KENT KONSEYİ DEĞİL, KURT KONSEY İ”  diye yaftalamaz, bizden istifade eder, Karabük’e daha faydalı hizmetlerde bulunurdunuz.

Netice de benim açıklamalarıma cevap vermiş olmanızı, GELİŞMEKTE OLAN DEMOKRA-SİMİZ açısından önemli bir gelişme olarak görüyor, parti yönetiminize  teşekkür ediyorum.

Zira “ Bugün birimizin  AK dediğine, diğerimiz KARA desek te, şimdilik basın yoluyla da olsa diyoloğu devam ettirdiğimiz sürece bir gün en azından GRİ’de buluşacağımıza inanıyorum.

Son olarak hatırlatmak isterim ki  dün Karabük merkezinde Ak Parti olarak üç Milletvekili bir Belediye Başkanınız varken, bugün sizin eliniz de sadece bir milletvekilinize karşılık, MHP’nin bir Milletvekili ve bir Belediye Başkanı var.

Skor aleyhinize 2-1 olmuş. Hala tek kale maç yaptığınıza inanıyor musunuz ?
Sevgi ve saygılarımla..”

 

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.