Değerli Okurlarım; İsrail askerlerinin, biz Müslümanların mukaddes mekanı Mescid-i Aksa‘ya postallarıyla girmeleri, burada namaz kılıp ibadetini yapmak isteyen müslümanlara engel olmaları, islam dünyasından gerekli tepkiyi ne yazık ki görmüyor. Mescid-i Aksa ve üzerinde bulunduğu Kudüs‘ün savunması, İsrail zulmü altında ölüm kalım mücadelesi veren, çaresiz Filistinlilere bırakılmış görünüyor. Bu durum, Kudüs ve Mescid-i Aksa‘nın öneminin, biz Müslümanlar tarafından bilinmediğini gösteriyor.
Kudüs, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerindendir. Allah tarafından mübarek kılındığı bildirilmekte ve aynı zamanda peygamberler şehri olarak bilinmektedir. Hz. Ömer zamanında, 638 tarihinde islam topraklarına katılmıştır. Müslümanların elinde kaldığı süre içinde önemli bir ilim ve medeniyet merkezi olmuştur. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’den sonra ibadetin en makbul olduğu yer olarak bilinmektedir. Kudüs, İslam dünyasında Mekke ve Medine‘den sonra üçüncü kutsal şehir olma özelliğine sahiptir. Mescid-i Aksa, yıkılan Süleyman Tapınağı’nın olduğu yere Hz.Ömer zamanında yapılmıştır. Mukaddes şehir Kudüs, 1099 yılında haçlıların eline geçmiş ve Mescid-i Aksa saraya çevrilmiştir. Kudüs’ü işgal eden haçlı ordusu içindeki şövalye ve askerlerin, şehirde hiçbir canlı bırakmadıklarını, hatta Mescid-i Aksa ‘ya sığınmış olan kadınları ve çocukları dahi kılıçtan geçirdiklerini, mabedlerin bulunduğu bölgeye giderken, cesetlerin ve dizlerine kadar çıkan kan birikintilerinin içinden geçmek zorunda kaldıklarını, olayın şahidi olan kendi tarihçileri yazıyor.
Selahaddin-i Eyyubi, 1187 yılının Eylül ayında Kudüs’ü haçlıların işgalinden kurtarmış ve yeniden bir barış şehri haline getirmiştir. Mescid-i Aksa’yı tamir ettirerek tekrar camiye çevirmiştir. Yavuz Sultan Selim, 1517 de yine bir Türk devleti olan Memlüklü’leri yenerek, Kudüs ‘ü Osmanlı toprağı haline getirmiştir. 1.Cihan Harbi‘nin sonunda 1918 de, diğer kutsal beldeler gibi Kudüs ‘de elimizden çıkmıştır. Filistin toprakları üzerinde 1948 de kurulan Yahudi devleti İsrail, 1967 deki Arap İsrail savaşı sonunda Kudüs’ü işgal etmiş ve 1980’de İsrail’in ebedi başkenti olduğunu ilan etmiştir.
Değerli okurlarım; Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın İslam dünyası için önemini gelecek yazıma bırakarak, İsrail‘in Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili siyasetinden bahsetmek istiyorum.
Mesih, bir kısım Yahudiler tarafından asırlar boyu beklenmiş, Yahudi ırkının başına geçeceği ve Yahudileri dünyanın hakimi yapacağı gün adeta iple çekilmiştir. Lakin, Babil ‘den sürülmelerinin acısını unutmayan ve yüzyıllardır bu gelişi bekleyen Yahudiler, çareyi, Mesih ‘in geleceği ortamı kendi elleriyle hazırlamakta bulmuşlardır. Yahudilere göre, Mesih ‘in dünyaya inmesi ve bu ırkı dünyanın hakimi kılması üç şeyin ardından meydana gelecektir:
Birincisi; Kutsal topraklarda Yahudi nüfusunun artırılmasıdır. Binlerce Yahudi bu topraklara gelmiş ve petrol baronlarının yardımıyla, 1948 yılında yukarıda belirttiğim gibi bir Yahudi devleti olarak İsrail kurulmuştur. İsrail‘in eski başbakanlarından Golda Meir, İsrail‘in yasal olup olmadığının tartışıldığı yıllarda şu ilginç açıklamayı yapmıştır: “Bu ülke Tanrı tarafından yapılmış olan bir vaadin yerine gelişidir. Onun yasallığını tartışmak gülünç olur.”
İkincisi; Kudüs‘ün ele geçirilmesidir. Bilindiği gibi 1967 deki Arap-İsrail savaşında Kudüs, İsrail tarafından işgal edilmiş ve 1980 yılında İsrail‘in ebedi başkenti olarak ilan edilmiştir.
Üçüncüsü; Kutsal Süleyman Tapınağı‘nın yeniden inşa edilmesidir. Şimdi bunu gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Süleyman Tapınağı‘nın yeniden yapılabilmesi için Kubbetüs Sahra ve Mescid-i Aksa‘nın yıkılması gerekiyor. Yahudiler, Musa Aleyhisselama gönderilen On Emir ‘in yazılı olduğu tabletlerin bir sandık içinde olduğuna, Mesih‘in ortaya çıkmasından sonra bu sandığın bulunacağına inanıyorlar. Bir taraftan bu sandığı bulmak, diğer taraftan Kubbetüs Sahra ve Mescid-i Aksa‘yı yıkmak için kazılar yapıyorlar.
Yahudiler, Süleyman Tapınağı‘na çok önem veriyorlar. Çünkü bu tapınak, onlar için bir şeyleri sembolize ediyor. Hz Davut‘un oğlu Hz.Süleyman bizim inancımıza göre sadece bir kral değil, aynı zamanda bir peygamberdir. Yahudiler Hz.Süleyman‘ın sadece bir kral olduğuna inanırlar. Tapınak Hz.Süleyman tarafından yaptırılmıştı. Hz.Süleyman, yaşadığı dönemde çok büyük bir güce ve mülke sahipti, devletini bu tapınaktan idare ediyordu .Tapınak, Hz.Süleyman‘a verilmiş olan büyük gücü, iktidar ve mülkü sembolize etmektedir. Yahudiler; Mesih‘in gelişi ile birlikte dünyaya hakim olacaklarına, Mesih ‘in bu tapınaktan dünyayı yöneteceğine ve o dönemdeki gibi hakimiyet ve güce ulaşacaklarına inanmaktadırlar.
Tekrar belirtmek gerekirse, Yahudilerin Mescid-i Aksa‘nın çevresini ve altını oymalarının sebebi; Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra’nın yıkılmasını sağlayıp, ayakta, sadece önünde ağlayarak ibadet yaptıklarını zannettikleri duvarı kalan Süleyman Tapınağı’nı tekrar inşa etmektir.
Allah İslam ülkelerinin yöneticilerine akıl ve basiret, Kudüs‘te yaşayan Filistinlilere de güç ve kuvvet versin.