Günümüzde dünya genelinde çok hızlı gündem değişikliklerinin yaşandığı ülkeler kategorisinde yer aldığımız hususunda, hemen hemen herkes görüş birliği içindedir. Yazılı ve görsel basını incelediğimde ele alınan konuların, ortaya konan görüşlerin belli nüans farklılıkları ile biri birinin aynısı olduğu kanaatindeyim. Yerelde ve genelde toplumu ilgilendiren konuların, bu hızlı gündem değişikliği neticesinde sağlıklı bir değerlendirmesini yapmanın da kolay olmadığını ifade edebilirim. Kamu oyunda en çok konuşulan ve en fazla tartışılan konuların başında, genellikle iç ve dış siyaset, ekonomi, hukuk, insan hakları, demokrasi, eğitim, sağlık, güvenlik, dış politika, kur, faiz, enflâsyon, gelir dağılımı adaletsizliği, yolsuzluk ve usulsüzlük, eğitim çevre, yatırım üretim işsizlik ve istihdam vb gibi pek çok konunun yer aldığı da bir gerçektir. Bütün bu meseleleri, ağyarını mani efradını cami olarak takip edip, bilimsel olarak değerlendirmek adeta imkânsız hale gelmektedir.
- Yüzyılda iletişim ulaşım ve bilgi teknolojilerindeki hızlı değişim ve gelişim, insanı ilgilendiren her alandaki yönetim ve sistem değişikliklerini de gündeme getirmiştir. Olağanüstü olarak ifade edilen bu değişim dönüşüm ve gelişimle ilgili paradigmalar, önceden tahmin edilemeyen farklı boyutlardaki birtakım belirsizlikleri de beraberinde getirmiştir. Bu belirsizlik atmosferinin sisleri arasından geleceğe umutla bakmak için, bu güne kadar ortaya konulmaya çalışılan pek çok girişim, ya hiçbir sınır tanımayan bir iyimserlik çizgisine dayanmış, ya da endişe ve şüpheyle karşılanan birtakım olumsuz ve karamsar kehanetler ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Buna karşılık, bilhassa manevî plânda aydınlanma ve yenilenme çağrıları ile sonuçlanmıştır. Takip edilen yol ve karşılaşılan sonuçlar hakkında, hiçbir zaman geleceği bilemediğimiz için, yol yön ve yöntemle ilgili hususlarda kesin bir şey söylemekte mümkün değildir.
- Yüzyılda artık soğuk savaşın ortadan kalktığı, ve karşımıza yeni bir dünya düzeni kavramının çıktığını, gelişmelerin buna uygun olarak şekillenip gerçekleştiğini görebiliyoruz. Oysa gerçek olan şu ki, milletleri refah ve mutluluğa götürecek olan, bu yeni bir dünya düzeni değildir. Yükseliş trendi yaşayan hakim güçlerin bunalıma düşürdüğü, bölünmüş parçalanmış, kan göz yaşı ve zulüm altında hayatta kalma mücadelesi veren, sömürü düzenlerinin dizayn edildiği bir dünya ortaya çıkmaktadır.
Karşı karşıya kaldığımız bu yeni dünyada, hem siyasilerin hem de halkın asıl üzerinde durması, ciddi olarak ilgi göstermesi, gündemine alması gereken, sayamayacağımız kadar çok temel meseleler vardır. Bütün dünyada insanlığı derinden etkileyen, her alanda her bakımdan hükümranlığını sürdürmek isteyen değişim güçlerinin, muazzam ve insanlığın geleceği bakımından ürküntü veren temposunun çok karmaşık yapısıyla karşı karşıyayız.
Bu karma karışık yapı içerisinde, bilgiye ve bilime yönelen akıllı insanların kendi toplumlarını gelecek Yüzyıla hazırlamak gibi, çok yönlü ve çetrefilli görevleri vardır. Hal böyle olunca sırf görüş farklılığından dolayı aşırı siyasi mülâhazalarla, siyasilerin ulu orta eleştirilmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim.
Bahse konu olan bu ve benzeri çetrefilli konuların çözümü noktasında, Ülke yönetimine talip olan ya da yönetimde söz sahibi olanların, tüm eleştiri ve olumsuzluklara rağmen, bu yolda yürüyebilmelerinin imkânı vardır diye düşünüyorum.
Bugün ülkemizin karşı karşıya kaldığı meseleler çözümsüz bırakıldığı taktirde, çok yakın bir zamanda çıkması muhtemel olan, bölgemizi ve belki de tüm dünyayı etkileyecek olan; kaos kargaşa ve felâketlerden dolayı, ancak kendi kendimizi suçlayabilecek noktaya sürüklenme ihtimalimiz çok yüksektir.
Bu itibarla siyasi literatürümüzde yer alan beka sözcüğü sıradan bir ifade değildir. Çevremizde ve dünyada ortaya çıkan gelişmelere baktığımızda, güçlü bir Türkiye’nin varlığı hiçbir Emperyal güç odağının arzu ettiği bir durum değildir. Türkiye’ nin bölgesinde nasıl etkisizleştirilip önünün kesilmesi için oynanan oyunları görmezden gelmek, hangi amaçla olursa olsun çok büyük bir hata ve yanılgı olacaktır.
Yeni dünya düzeninin kimler tarafından dizayn edilip hangi amaçlarla uygulanmaya çalışıldığını çok yönlü değerlendirme mecburiyetimiz vardır. Bekanın özü de sırrı da burada bulunmaktadır. Olayları siyasi ve dış güdümlü ideolojik yaklaşımlarla değerlendirmek, sağlıklı bir çözüm üretmek imkânsızdır.
Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin bekasını temin edebilecek yegâne ideoloji, Türk milliyetçiliği ideolojisidir. Bekamızın yegâne teminatı ise, yetişmekte olan nesillerimizin, Türk milliyetçiliği ideolojisi ile mücehhez olarak yetiştirilmeleridir.
Karabük basınımızın mümtaz temsilcilerinden biri olan KARABÜK MEYDAN GAZETESİ okuyucularımızdan, rahatsızlığım nedeniyle bir müddet uzak kaldım. Bu süre içinde bölgemizde ve ülkemizde pek çok gelişmeler de yaşandı. Olumlu olumsuz değişik görüşler fikirler ortaya atılıp değerlendirmeler yapıldı. Son yerel seçimler ve sonuçlarıyla ilgili siyasi bir değerlendirme yapmayacağım.
Seçimlerde alınan sonuçlar, ülkemizdeki demokrasinin gelişmesi ve uygulanması adına önemlidir.
Sıra özellikle belediye başkanlarının seçim öncesi vaadlerinin ve projelerinin gerçekleştirilmesindedir. Şüphesiz bunu en yakından takip edecek ve değerlendirecek olan, kendilerine oy verenlerle kamu oyunun tamamıdır.
Safranbolu’ da yaşayan bir vatandaş olarak beklentim; yıllar sonra bir hanım elinin değdiği yerel yönetimimizin, başkan ve ekibinin başarılı olmasıdır. Bu konuda Safranbolu adına elini taşın altına koyarak gereken desteğin verilmesidir. Bu görev öncelikle, hangi siyasi görüşten olursa olsun, Safranbolu sevdalılarına düşen, geleceğimizi ilgilendiren önemli bir görevdir. Başarısız olunması durumunda, olumsuz sonuçları herkesi yakından ilgilendirecektir. Ben şahsen belediye başkanımız Sayın Eli Köse hanımefendinin başarılı olmasını içtenlikle arzu etmekteyim.
Carl Von Clause Witz 1800 lü yıllarda, “Var olan anın ötesini düşünebilen ve hissedebilen çok az insan vardır. Zaten onlar da istisnadır” demiş. “Bilhassa siyasette yer alan çoğu insan, gerçekte geleceğin farkında olduklarına, ileriye dönük olarak düşünüp plân yaptıklarına inanırlar. Fakat genellikle’ de yanılırlar. Gerçekte yaptıkları şey arzularına, geleceğin olmasını istedikleri haline yenik düşmektir. Plânları belirsizdir. Hayatın gerçekleri yerine, hayal güçlerine dayanır. Karşılaştıkları işleri sonuna kadar düşündüklerine inanabilirler. Çevreleri onları yanıltabilir. Ya da gelecekte rakip olmayı düşünenler, iyilik yapıyor görüntüsü vererek tezgâhlarını şimdiden kurma peşinde olabilirler. Aslında kendileri sadece mutlu sona odaklanmışlardır. Böylelikle kendilerini arzularının güçleriyle aldatırlar “ diyor Robert Greene. Kulak vermek gerekir.
Siyasette gücün çoğu, yaptığımız şeyde değil, yapmadıklarımızda ya’da yapamadıklarımızdadır. Uygulamalarınızda başınızı derde sokmadan önce, kaçınmanız gereken sabırsız ve akıl dışı düşüncesiz hareketlerden, mümkün olduğunca uzak durmalısınız. Hareket etmeden ve uygulamaya geçmeden önce, etraflıca düşünmeniz gerekir. Sonu belirsiz plânların başınızı derde sokmalarına asla izin vermeyiniz. Aklınızdaki mutlu sonlar sizi etkilemesin. Başarı bekliyor ve başarılı olmak istiyorsanız, stratejinizin yanında haber kaynaklarınız da güvenilir ve güçlü olmak zorundadır. İlk yapmanız gereken bu yapıyı oluşturmaktır. Siyasetle ilgilenenler için şimdilik sunabileceğim tavsiyeler umarım faydalı olur. Alan almış, anlayan anlamıştır diyerek, selâm ve dua ile sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sağlık ve mutlulukla Allah’a emanet olun.
KAYNAK: Paul Kennedy. 21. Yüzyıla hazırlanırken.
Saygıdeğer Ekrem bey ben R.T.Erdoğan hayranı bir vatandaşım.Ancak son 6 yıldan beri ak parti teşkilatları fakirin malını zenginin ağzına bal yapmakla ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar..Safranbolu ilçedinde CHP den seçilen ELİF KÖSE başkanımı takdir ediyor ve takipcisiyim..Safranbolu ilçemizde benimde en güzel yerde mal varlığım var .Ak partili olmama rağmen hiçbir çaba gösteremedim..adaletli davranılmadı..Elif başkanın seçilmesindede büyük katkım vardır..Elif başkanımızın mimar ve projeci olması benide sevindirdi.
Yüce mevlamdan tek dileğim haksızlığa uğrayan bizleri göz önünde bulundururda elimizden adaletli bir şekilde tutar diye düşünüyorum.biraz kişisel oldu amma can yanınca dile getirmek isdedim..Allah yar ve gardıncınız olsun ..Başarılarınız daimi olsun saygılarımla