Bir dejenerasyonun “bozulmanın” tespiti en çok dilde fark edilir siz de takdir edersiniz! Bir insan dilinde ne kadar dejenere olup bozulabilir ki?
En genç profesör olma özelliği bulunan Oktay Sinanoğlu’nun “Bye Bye Türkçe” adlı bir kitabı var. Kitabın isminin yazılışına dikkat ederseniz o da bu dejenerasyondan etkilenmiş durumda.
Türkiye’mizde insanlar; özellikle üniversite okuyan ve mezunlar -istemeden de olsa- manipule ve dejenere oldu. Bakın ben de bozulmuşum bu yazdığım yabancı kelimelere bakarsak
“Pub, center, showroom, book store, pet shop, kampüs, üniversite, televizyon, radyo, banka, manipülasyon, elektrik, elektronik, airlines, doküman, film, sinema, pvc, not, tekstil”; bunların hepsi gündelik dilimizde sık kullandığımız yabancı kökenli kelimeler.
Yabancı kelimelere Türkçe karşılık olarak bulduğumuz ve kabullendiğimiz birkaç kelimeyi aktarmam yararlı olacaktır:
Bilgisayar, elektronik posta, belgegeçer… Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
Mesela “computer” kelimesine, ODTÜ’lü profesörler tarafından “bilgisayar” karşılığı bulununca kimse bunu kabul etmek istememiş. Zamanla “bilgisayar” kelime olarak yerleşmiştir. Tabi ki halkımız “oturgaçlı götürgeç” gibi çevrilmiş kelimeleri kabullenmeyecektir.
“İnsan ne oldum ya da olacağım değil; nasıl dejenere oldum?” demeli.