Osmanlı Devleti, Almanya’nın yanında girdiği 1. Cihan Harbinden yenik ayrılır. 30 Ekim 1918 de Mondoros Mütarekesi imzalanır, bütün cephelerdeki sağ kalabilen askerlerimizin geri çekilme kararı verilir. Peygamber diyarı, kutsal belde Medine’yi İngilizlere karşı savunmaya çalışan Fahrettin Paşa, bu kutsal beldeyi düşmana teslim etmemekte ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in manevi huzurundan ayrılmamakta kararlıdır. 3 Kasım 1918 de Peygamberimiz (s.a.v)‘in manevi huzurunda topladığı askerlerine şöyle hitap eder:
“Ey bütün tarihi eşsiz kahramanlıklar, şan ve şereflerle dolu Osmanlı ordusunun yiğit askerleri! Ey her cenkde cihanı titretmiş, asla kimseye boyun eğmeyerek daima namus ve din borcunu kanıyla ödemiş yiğit Mehmetçiklerim! Kardeşlerim! Evlatlarım! Gelin hep beraber Allah’ın ve işte huzurunda huşu ve vecd içinde gözyaşları döktüğümüz Peygamberinin karşısında aynı yemini tekrar edelim ve diyelim ki, ya Resullullah biz seni bırakamayız!”
Medine’yi iki sene yedi ay İngilizlere ve onların işbirlikçisi Şerif Hüseyin ve yandaşlarına karşı bütün imkansızlıklara rağmen savunan Fahrettin Paşa, Mondoros Mütarekesine rağmen teslim etmez ve 72 gün daha savunur. Kutsal Emanetlerin İngilizlerin eline geçmemesi için 2000 kişilik bir askeri birlik ile Paitaht’ın Merkezi olan İstanbul’a gönderir.
Peygamber aşığı bu kahraman paşamız, sicili bozuk bir Arap Dışişleri Bakanı tarafından hırsızlıkla suçlanmıştır. Bu kutsal emanetler İngilizlere bırakılsaydı muhtemeldir ki bu soysuzlar sevinecekti.
Bu kahraman paşamızı rahmet ve minnetle anıyor, hatırası önünde saygı ile eğiliyorum.