Algoritma, bir problemi çözmek için gereken adımların kendi birikiminize uygun olarak ayrıntılı olarak tasarlanıp yazılmasıdır. Peki hayatımızı neye göre hangi algoritmaya göre yazıcaz? “İşte buna hayatımızın din algoritması diyebiliriz i” düşünmekteyim. Şu sözü çok seviyorum: “İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanırsınız.” 1440 Ramazan ayındayız. Her şey bir cuma günü başladı. Ardından “Yapay Zeka?=? Dijital Ruh” başlıklı yazımla. İkinci yazımda okumuşsunuzdur. Başlık: “ ne yersen onu biçersin” idi. Şimdi bir ramazan ayını daha idrak etmekteyiz. Şimdi burada algoritma kavramına yabancı olmayanlar için Facebook Algoritması, Google’ın Algoritması, Youtube’un Algoritması, Instagram Algoritması ve Twitter Algoritması olduğunu bilirler. Peki “Yapay Zeka” da bu algoritmaları yöneten bir fonksiyonsa hayatımızı tamamen başkaları yönlendiriyor diyebiliriz. Bundan yakınanlar duyarlı ve dindar insanlardır. Ama akıllı insanlar kendilerini “Technology” in ve çok çeşitli atraksiyonlarla yapay zekanın ya da sosyal medyanın yönlendirmesini ister mi acaba?
40 yılı aşkındır Ramazanı idrak etmeye çalışıyorum ailemle beraber. Şimdi gurbetteyim. Sizce 11 ayın sultanı denen “Ramazan” bizi ve hayatımızı nasıl yönlendiriyor? Sizler aldığınız her nefesin, orucun da etkisiyle, Fi Sebilillah ve ihlas ve ihsanla geçeceğini biliyorsunuz.
Ramazan ne ile geçer: ilk oruçlu günden önce ‘Teravih=Rahatlama namazıyla’ başlarsınız adapte olmaya. Evlere sahurluklar ve iftariyelikler alınır. Hurmalar, ramazan pideleri sofralarımızı süsler. Gece sahura kalkılır tüm aile efradıyla coşkuyla. Hafif yemekler yenir. Ağızlar çalkalanır. O günün orucuna samimiyetle niyet edilir. Oruçlu gün boyunca yemek derdi olmadığı işine odaklanmıştır. Oruç niyetinde olmayanlar için aslında, kimse görmeden nerede yemek yiyebilirim, su içmek için ne yapayım derdi vardır. Ama oruçlu rahattır. Sabırla kimseyle dalaşmadan, tartışmadan kendi çapında işini yapar ve işten çıkışı bekler. Eve gidince ikindi olmuştur namazını kılar, oturur hatim başına bir cüz; 20 sayfa okur ya da mukabeleye gider, daha da sevap alır. Ve iftar sevinci başlar. Anneler, eşler, bayanlar, iftarda en güzel hünerlerini gösterirler. Besmele çekerek yemekler, tarifler, çorbalar, etli yemekler, hoşaflar beylerin de yardımıyla salatalar yapılır. Evin çocukları akşam sevinci yaklaşırken fırınlara yumurtalı pide almaya gönderilir. Aile dostları iftar daveti verirler. Tatlı bir davet telaşı da başlar. Sonra toplu olarak akşam namazları kılınır. Dualar edilir. Çay gelir. Birkaç bardak çay içilir. Hadi bu akşam şu camiye gidelim de teravihi bu yeni camide kılalım denir. Hatimle kılınan rahatlama namazının tadı da bir başkadır. Gece erken yatılır, çünkü sahur vardır. Ramazanın son gününde biliyorsunuz Kadir Gecesi vardır. 1000 aydan daha hayırlıdır ve kendi adında özel bir sure vardır Kur’an-ı Kerim’de. İsteyenler yine son 10 gün itikafa girerler ve nefs denen yaratığa ruhsal bir yolculuk yaptırırlar. Bu döngü disiplinli bir şekilde “Ramazan Algoritması” şeklinde devam eder 30 gün boyunca. Sonunda da tatlı bir bayram bizi bekler.
İlk paragrafa geri dönüyorum: Peki “Yapay Zeka” da bu algoritmaları yöneten bir fonksiyonsa hayatımızı tamamen başkaları yönlendiriyor diyebiliriz. İsteyen burada başa dönebilir tabi.
Siz olsanız ramazanınızı -bu tatlı disiplini, bu arınma ayını- (A)sosyal medyayla heba eder misiniz? Bizi de dualarınızda hatırlarsanız seviniriz. Dualarınız kabul, amelleriniz makbul olsun. Kalın sağlıcakla.
Bir başkadır gurbette ramazan. Mücahede ile geçer boşluk affetmez hayat. Her an teyakkuz yakışır Müslümana,başkalarına hayatına müdahale hakkını kendi belirlediği kadar olması kaydıyla zarar etmez etmemesi lazım. Hatim ile teravih:)